Mersin Üniversitesi'nin hayata geçirdiği proje çerçevesinde, Mersinli şehit torunları Alaattin Dölek, Ayşe Doğan, Gaye Nur Kalay ve Alanur Sariye Söyler ile proje koordinatörleri Mut Meslek Yüksekokulu Müdürü Koray Gidirişlioğlu ve Öğr. Gör. Filiz Atilla, Sidney'e giderek Çanakkale Savaşı'nda hayatını kaybeden Anzak askerlerinin torunlarıyla buluştu. Etkinlik, Auburn'deki Gelibolu Camii yerleşkesinde düzenlendi. Bando eşliğinde yapılan yürüyüşün ardından, Auburn Türk Dostluk Anıtı'na çelenk bırakıldı ve geleceğe umut olması için fidanlar toprakla buluşturuldu.
Türk ve Anzak
torunları barış için bir araya geldi
Programa, Türkiye'nin Sidney Başkonsolosu Belgin Ergüneş'in yanı
sıra Avustralyalı emekli milletvekilleri, yerel yönetim
temsilcileri, Kore gazileri, sivil toplum kuruluşlarının üyeleri
ile çok sayıda yerli ve yabancı davetli katıldı.
Etkinlikte konuşan Başkonsolos Ergüneş, "Geçmişin acılarını
unutmadan barış içinde yaşamak, ortak geleceğimizi inşa etmek
adına büyük önem taşıyor. Bu anlamlı günde, vatanı uğruna can
veren Mehmetçiklerimizi ve Çanakkale'de hayatını kaybeden Anzak
askerlerini saygı ve rahmetle anıyoruz" ifadelerini kullandı.
Etkinliğe ev sahipliği yapan Gelibolu Camii Din Görevlisi
Abdülhalim Erkoç ise konuşmasında, Çanakkale Muharebeleri'nin
tarihi önemine vurgu yaparak, savaşın tarafları olan Türk ve
Anzak askerleri arasında zamanla oluşan dostluk bağlarını
hatırlattı. Erkoç konuşmasında, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün
1934 yılında Anzak annelerine hitaben söylediği, "Evlatlarınız
artık bizim evlatlarımızdır" sözlerine de yer verdi.
"Mersin'den
Anzak topraklarına bir barış köprüsü"
Projenin gerçekleşmesinde büyük rol oynayan Mersin Üniversitesi
Mut Meslek Yüksekokulu Müdürü Öğr. Gör. Koray Gidirişlioğlu proje
hakkında yaptığı açıklamada, "110 yıl önce Çanakkale'de 253 bin
şehidimiz var. O 253 bin şehidin yaklaşık bin 250'si Mersin
ilimizden Çanakkale'ye gidip şehit olanlar. Bu projenin 2020
yılında yapılmasına karar verildi ama pandemi nedeniyle uçuşlar
durduğu için biraz gecikti. Her yıl Anzaklar Çanakkale'ye geliyor
ve orada Şafak Ayini yapıp atalarını anıyorlar. Bizim de bu yıl
Mersin'den Çanakkale şehidi torunları Avustralya'ya gelip
Çanakkale şehidi torunları ve Anzak torunlarını bir araya getirme
projesi hasıl oldu. Biz de Mersin Üniversitesi Rektörü Erol Yaşar
hocamızın öncülüğünde bu projenin çalışmalarına yaklaşık 1 yıl
önce başladık. Tabi Mersin'i üç bölgeye ayırdık Mut, Erdemli ve
Silifke olarak. Buradaki şehit yakınlarına belediyeler ve
kaymakamlıklarla iş birliğiyle ulaştık. Ondan önce Milli Savunma
Bakanlığı'nın arşivlerine girdik özel izinle. Tabi oradaki
arşivlerde bin 250 kişinin Mersin'den Çanakkale'ye gidip şehit
olduğunu öğrendik. Bu şehitlerin içerisinden dört tane şehidimiz
yakınını Mersin'den Avustralya'ya getirip onları Anzakların
torunlarıyla buluşturduk. Projemizin adını da Mustafa Kemal
Atatürk'ün Anzak askerlerinin ailelerine söylediği 'Uzak
diyarlardan evlâtlarını harbe gönderen analar! Gözyaşlarınızı
dindiriniz. Evlâtlarınız bizim bağrımızdadır' sözünden hareketle
'Dedeleriniz Misafirimizdir' koyduk ve iki tarafın torunlarını
Avustralya'da başarılı bir şekilde Sidney'de buluşturduk" dedi.
"Çanakkale ruhu
bizi buraya taşıdı"
Mersin'den Sidney'e gelerek Anzak askerleri torunlarıyla tanışma
fırsatı bulan Çanakkale şehidi torunu Ayşe Doğan, "Tabi çok uzak
bir yoldan geldik, okyanus geçiyorsunuz. Yani bu yol böyle bir
enerjiyle, böyle bir motivasyonla ancak gelinebilir. Biz
Çanakkale torunlarıyız. Bu fikir daha önce 2020 yılında gündeme
geldi ama pandemi nedeniyle ertelendi. Çok özenle hazırlanmış bir
proje. Hem Mersin Üniversitesi'nden Koray hocam hem de buradan
Mehmet Bey dört dörtlük her şeyi planlamışlar. Çanakkale Savaşı
insanların acımasızca belli bir savaş ahlakını, disiplinini,
centilmenliğini gözetmeksizin yapılan bir savaş değil. Öyle ki
savaşın sonunda Mustafa Kemal Atatürk savaşta Anzak gençlerinin
annelerine 'Evlatlarınız bizim evlatlarımızla koyun koyuna
yatmakta. Artık onlar bizim misafirimizdir, evlatlarınız bizim
evlatlarımız olmuşlardır. Huzur ve sükûn içinde yaşasınlar'
diyebilecek kadar savaş konusunda yeni bir bakış açısı ortaya
koymuştur. Aslında biz onun izinden buraya geldik" dedi.
"Çanakkale'den
bir dünya barışı mesajı"
Çanakkale Savaşı'ndaki centilmenliğin dünyaya örnek olması
gerektiğine değinen Ayşe Doğan, "Dünyada başka bir örneği olmayan
bir şey. Bir savaştan bir barış ve dostluk çıkıyor çünkü.
Gerçekten Anzaklı anneler evlatlarının bedenlerine bile
kavuşamamışlar, keza Türk anneler de öyle. ‘Bastığın yeri toprak
diyerek geçme, tanı! Düşün altında binlerce kefensiz yatanı'
denildiği gibi hakikaten Çanakkale bambaşka bir dünya. Bir
felsefesi var Çanakkale'nin. Bizi buraya o ruh getirdi. Aynı
şekilde Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi onların evlatları
bize emanetti. Biz de onların torunlarıyla buluştuk. Ben
Çanakkale'de büyük dedemi ve onun oğlunu kaybetmişiz. Onların
hatıralarıyla büyüdük zaten. Burada bir araya geldik, çok samimi
bir ortam vardı. O kadar büyük bir enerji, hem İstiklal Marşımız
hem onların milli marşı çaldı ve herkes ağladı. Türkiye'de de
törenlere katılıyoruz, milli marşımızı duygulu dinliyoruz ama
böyle ağlamıyoruz. O motivasyonu, o enerjiyi, o duygu yoğunluğunu
anlatmam için kelimeler yeterli değil. Gerçekten bu sıradan bir
proje değil. Bana göre dünyaya örnek olması gereken bir proje.
Kadın, çocuk, genç, yaşlı ayırt etmeden insanların öldürüldüğü
savaşlar görüyoruz. Savaş bile diyemeyeceğimiz şeyler görüyoruz.
Bu Çanakkale ve Çanakkale sonrası bu dostluk tüm dünyaya örnek
olmalı. Biz atamızın izinden buraya geldik ve büyük bir huzurla
da ülkemize geri döneceğiz" ifadesine yer verdi.
Etkinlik, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları başta
olmak üzere tüm şehitler için yapılan dua ile sona erdi.