Vedat SELVİTOP

vselvitop@gmail.com

657 Sayılı Kanunda Disiplin Amirinin Tespiti

Daha önce devlet memurları hakkında yürütülecek disiplin soruşturmalarında uyulacak belli başlı usullerden; özellikle soruşturma evrakının incelenmesi ve hak düşürücü süreler hakkında düşüncelerimizi paylaşmıştık. Bugün ise yine önemli bir konu olan “disiplin amirinin tespiti” hususundaki görüşlerimizi aktarmak istiyoruz.

79

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na tabi memurlar hakkında uygulanan disiplin işlemlerinde karşılaşılan somut durumlardan biri de disiplin amirinin doğru tespit edilmemesidir. Uygulamada zaman zaman disiplin cezası vermeye yetkili disiplin amirlerinin belirlenmesinde hataya düşüldüğü görülmektedir.

Disiplin amirinin tespiti, ilk olarak 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 134/2. maddesinde şu şekilde hüküm altına alınmıştır:

“...disiplin amirlerinin tayin ve tespitinde uygulanacak esaslar ile bunların yetki ve sorumlulukları gibi hususlar Cumhurbaşkanınca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.”

Bu düzenlemeye dayanılarak çıkarılan 3935 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile yürürlüğe giren Devlet Memurları Disiplin Yönetmeliği, disiplin amirlerinin tespiti ile görev ve yetkilerine dair kuralları detaylı şekilde açıklamıştır.

Yönetmeliğin 5. maddesinin 1. fıkrasında disiplin amirlerinin kimler olduğu belirtilmiş; 3. fıkrasında ise:

“Birinci fıkra dışındaki diğer disiplin amirleri, kamu idarelerinin kuruluş ve görev özelliklerine göre hazırlanan ve yürürlüğe konulan özel yönetmelikler ile tespit edilir.”

hükmü ile kurumların bu konuda çıkaracakları yönetmeliklerle yetkilendirme yapmaları gerektiği vurgulanmıştır.

Aynı yönetmeliğin 6. maddesinin 1. fıkrasında:

“Disiplin amiri olarak tespit edilmeyen amirler, kendilerine bağlı memurların disipline aykırı davranışları hakkında doğrudan ilgili disiplin amirlerine başvurabilir.”

denilerek disiplin amiri sıfatı bulunmayan yöneticilerin yetki sınırları çizilmiştir.

Ayrıca, 7. maddenin 3. fıkrasında çok net bir şekilde:

“Disiplin amirliği yetkisi devredilemez.” hükmü ile yetkinin şahsiliği esas alınmıştır.

Yetkili Amir
Yönetmeliğin 24. maddesi ise; uyarma, kınama ve aylıktan kesme gibi disiplin cezalarıyla sınırlı olmak kaydıyla, işlemi yapmaya yetkili disiplin amirinin, fiil ve halin işlendiği sırada memurun görev yerindeki amir olması gerektiğini ifade etmektedir.

Aynı yönetmeliğin 41. maddesinde ise kurumsal olarak hazırlanacak disiplin amirleri yönetmeliklerinde uyulması gereken usul ve esaslar düzenlenmiştir. Bu maddede dikkat çeken bir diğer hüküm:

“Ekli cetvellerde, disiplin amirleri kısmında; ‘Üst Disiplin Amiri’ ve ‘En Üst Disiplin Amiri’ gibi üstünlük dereceli ifadeler kullanılmadan, tek bir ‘Disiplin Amiri’ sütunu açılır.”

Yargı Görüşleri ile Desteklenen Yetki Vurgusu
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun verdiği kararlarda da konu net şekilde vurgulanmıştır:

  • E. 2011/1675, K. 2014/2547
  • E. 2006/2042, K. 2010/448

“Üst makamın, alt kademedeki bir idari makamın görevine giren bir konuda karar almasının, işlemi yetki yönünden hukuka aykırı hale getireceği” belirtilmiştir.

Benzer şekilde, Türkiye Barolar Birliği Dergisi’nin 139. sayısında (s. 142):

“Üst makamın alt makam yerine geçip işlem tesis etmesinin, kural olarak yetki tecavüzü anlamına geleceği ve bu durumun yaptırımının iptal edilebilirlik olduğu” ifade edilmiştir.

Sonuç: Yetki Aşımı Hatalı ve Geçersizdir

Zaman zaman, yürürlükten kaldırılmış mevzuat hükümlerine dayanılarak, üst disiplin amiri yetkisiyle alt disiplin amirinin yerine geçilerek disiplin cezası verilmesi yoluna gidildiği görülmektedir. Ancak bu tür işlemler, genellikle disiplin kurullarına yapılan itirazlar sonucunda iptal edilmektedir.

Son Söz: Adalet ve Hakkaniyet Gözetilmelidir

Son olarak, Devlet Memurları Disiplin Yönetmeliği’nin 7. maddesinin son fıkrasında ifade edildiği gibi:

“Disiplin amirleri yetkilerini, ilgili mevzuatın memurlara tanıdığı hakları göz önünde bulundurarak, hakkaniyet ve eşitliği esas alan bir tutum ve davranış içinde kullanmalıdır.”

Bu yaklaşımın, hem hukuka uygunluk hem de kamu görevlileri açısından adil uygulama bakımından son derece önemli olduğunu düşünmekteyiz.