Esra Güller

esragullerx@gmail.com

Kaderin küçük tesadüfü

Kadere inanır mısınız? Karşınıza sizin için çıkan insanların hayatınıza girmesinin de kader olduğu ve bazı insanların hayatınızda kalmasının kader olduğunu hiç düşündünüz mü?

8880

Kader, çok geniş bir kavramdır. İnternetten yer alan tanımlara göre kader şöyle ifade ediliyor; “Yeryüzündeki pek çok toplumda insanın yaşayacaklarının önceden tanrısal bir güç tarafından belirlendiği ve bâzı kültürlerde ise bunun bir yere yazılmış olduğu inancı bulunur. Türk kültüründe ise bu yazının insanın alnında olduğu düşünülürdü. Kader anlayışı pek çok inançta mevcut olup insanın başına geleceklerin büyük bir kısmının kendi elinde olmadığı inancına dayanır”

Dini inançlara göre ise kader şöyle tanımlanır; “Kader ya da yazgı, önceden ve değişmeyecek bir biçimde belirlenmiş olay akışıdır. İster genel ister bireysel olsun, önceden belirlenmiş bir gelecek olarak algılanabilir”

Peki “kader” kavramının hayatımızdaki yerini düşündünüz mü? Belki fark ederek, belki fark etmeden bu ana defalarca tanıklık etmişizdir. Mesela, yaşadığım apartmanda tanıştığım bir kadınla sohbet ederken yıllar öncesinde kaybettiği kızla adaş olduğumu öğrendiğimde aklıma belki de benimle tanışmasının kaderin bir parçası olduğunu düşünmüştüm. Belki de bizim tanışmamız, benim hayatına girmem tesadüften doğan bir kaderdi.

Ama benim aklıma kader kavramını düşündüğümde en yakın arkadaşımla tanışma hikayem geliyor. Onunla tanışma hikayemiz, sanki gerçekten inşa edilmiş ve ikimizin arkadaş olması gerçekten gerekiyor gibi hissettiriyor. Bazı insanlarda şunu hissedersiniz; O bana, arkadaş olmak için gönderildi. Belki de onunla benim eksik bir parçam yok oldu.

Zeynep’le tanıştıktan sonra hep böyle hissediyorum. İnternet üzerinden hiç konuşmamışken benim üniversiteyi Çanakkale’de okul kazandığımı söylememle tanışmıştık. O da Çanakkale’deydi ve “Arada bir buluşuruz ya…” diyerek geçtiğimiz bir sohbet dönmüştü sadece. Kaderin de oyunu bu ya… İkimiz de birbirimizin hayatında zamanla nasıl büyük bir yere sahip olacağımızı bilmeden sohbet etmiştik. Daha sonra, girdiğim özel yurtta Zeynep’in adını gördüğümde tekrar konuştuk. Tekrardan “buluşma” sohbeti döndü ama yine de ikimiz de hevesli değildik. Zaman ilerledi, aynı katta olacağımız ortaya çıktı… Bu durumda bu biraz korkutucu geldi tabii. İkimiz de birbirimizi sadece internet üzerinden tanıyoruz ve birdenbire yaklaşıyoruz birbirimize. Dedim ki, bundan daha fazlası olamaz artık.

Ve bir şekilde oldu… Oda listesi atıldığında ikimizin de aynı odada olduğunu öğrendik. İkimiz de bunu ayarlamadan, konuşmadan bir şekilde aynı yerdeydik. Ve bu kadar denk gelmeye rağmen ikimiz de ilk hafta odada birbirimizle denk gelemedik. “Tamam” dedim. “Sadece internetten gelen hoş bir tesadüftü”. İlk yıl çok yakın değildik, sadece tanışmamızın heyecanı vardı. Doğal olarak birbirimizi çok iyi tanımıyorduk ve birbirimizle yakın değildik bile… Daha sonra ben devlet yurduna geçtim ve daha az görüşür olduk. Ama yine de bir şekilde görüştük. Bu görüşmeler sıklaştı, arttı… Ve gerçekten “yakın arkadaş” olduğumuzu fark ettim.

Daha sonra Zeynep üniversite sınavına girdi. Onun adına çok seviniyordum, güzel bir hayatı olsun elbette istiyordum. Bu hayatın Çanakkale ile sınırlı kalmaması gerekiyor tabii. Bir yanım başka şehirde olsa mutlu olacağımı bilse de bir yanım Çanakkale’de olmasını istiyordu. Daha sonra Zeynep’te Çanakkale’yi kazandı. O zaman onun yakın arkadaştan daha fazlası olduğunu anladım.

Bir insanla tanıştığınızda kan bağı olmadan da kardeş olabileceğinizi fark edersiniz ya, tam anlamıyla benim için öyle olmuştu. Pandemiyle beraber ben memlekete dönsem de bir şekilde görüşmeye devam ettik.

2017’den bu yana konuşmaya ve görüşmeye de devam ediyoruz. Düşününce diyorum ki, aynı şehir, aynı yurt olsa bile bir yerde dururdu bu. Ama bir şekilde, aynı odayı paylaşan iki insandan, iki dosta dönüştük. Şu an bile düşünce, Zeynep ile benzemediğimizi biliyorum. Tamamen farklıyız ama bir şekilde hayatlarımız birbirine bağlandı. Onunla bir dosttan daha fazlası olacağımı bilmeden dost oldum.

Eğer birisi bana kaderin tanımını sorarsa, aklıma direkt olarak bu geliyor. Bir şekilde, “kaderin bir oyunu” diyebileceğim bir şekilde onunla arkadaş olmam gerektiğini biliyorum. Dilerim de kaderin sunduğu oyunlar, dostluklar kadar güzel olur.