Diyetisyen Elif Kavak

dyt.elifkavak@gmail.com

GÜNLÜK TUZ VE SODYUM TÜKETİMİ

Yüzyıllardan beri insanlar içinbüyük bir önemi olan tuz ve sodyum kavramları birbiri ile karıştırılmamalıdır. Tuz ve sodyum kaynakları farklıdır. Besinlerin pek çoğunun bileşiminde bulunan sodyum, doğal yiyecek tuzu olarak da adlandırılmaktadır. Günlük tuz tüketimi 5 gramdan fazla olmamalıdır. Peki fazla tuzun bizim vücudumuzda ne gibi etkileri vardır?

3310

Yetişkinler için minimum sodyum gereksinmesi günde 500 mg’dır. Sofra tuzunun her 1 gramı 400 mg sodyum içermektedir. Tuz ve sodyum kaynakları farklıdır. Sodyum, besinlerin doğal yapısında bulunur. Besinlerin etiket bilgilerine bakarak bir porsiyonundaki sodyum miktarını kontrol etmek mümkündür.

Aşırı tuz ve sodyum tüketimi; kardiyovasküler hastalıklar, böbrek hastalıkları, hipertansiyon, inme, osteoporoz oluşmasına neden olabilmektedir. Bu yüzdengünlük tuz tüketimimizin 5 gramı geçmemesi gerekmektedir ve tüketilen tuz iyotlu olmalıdır.

Aşırı Tuz içeren besinlere başlıca şu örnekler verilebilir: Hazır soslar, atıştırmalık ürünler, tuzlanmış kuruyemişler, turşu ve salamura besinler, balık konserveleri, tuzlanmış veya salamura edilmiş et ve balık ürünleri, salça, tarhana gibi besinler olarak sıralanabilir.

Aşırı tuz tüketiminin hastalıklar ile olan ilişkisini inceleyecek olursak;

1)Hipertansiyon ve Tuz İlişkisi: Kan basıncı yani tansiyon vücudumuza pompalanan kanın kan damarlarından geçerken duvarlara uyguladığıbasınç veya kuvveti olarak tanımlanmaktadır. Hipertansiyon ise; kan basıncının normal sayılan sınırlarının üzerineçıkması ve sürekli yüksek seyretmesi olarak tanımlanabilir.

Genetik faktörlerin yanı sıra insanların yaşam tarzlarına bağlı olarak ortaya çıkan obezite, fiziksel aktivitenin yetersiz oluşu, beden kütle indeksi ve gereksinimin oldukçaüzerinde sodyum ve potasyum alımı da hipertansiyonu oluşturan faktörlerdendir.

2)Böbrek hastalıkları ve Tuz İlişkisi:Böbrekleryüksek miktarda tuz tüketiminden olumsuz etkilenip farklı mekanizmalar sebebiyle hasara uğramaktadır. Kronik Böbrek Hastalıkları (KBH) Dünya'dagüngeçtikçegörülmesıklığı artan önemli sağlık sorunlarından biridir. KBH genelde erken teşhis ile önlenebilmektedir veya ilerlemesi geciktirilebilmektedir. Ayrıca KBH'nda renal hasar ve sodyum atılımının bozulması sebebiyle tuz alımına duyarlı hipertansiyon görülmesıklığıoldukça fazladır.

3) İnsülin Direnci/Diyabet ve Tuz İlişkisi: Tip 2 diyabet kronik bir hastalıktır. Bu hastalığa sahip bireylerde bazı komplikasyonlar diğer bireylere göre daha fazla görülmektedir. Bu komplikasyonlardan bazıları hipertansiyon, obezite ve kardiyovasküler hastalıklardır.

Kan basıncının normal düzeylerde tutulması komplikasyon riskini azaltacağından diyabetli bireylerin tuz tüketimini azaltmaları tavsiye edilmektedir.

Tuz tüketimi ve Sağlık ilişkisini inceleyecek olursak diyetteki tuzun azaltılması faydalıdır. Yapılan bir araştırmada diyetle alınan tuz miktarının günde 1 g azaltılması felçleri%5, kalp krizlerini %3 azaltırken; günde 9 g azaltılması ise felçleri %34, kalp krizlerini %24 azalttığı tespit edilmiştir.

Tuzlu besinleri tercih etmek sonradan kazanılan bir özelliktir. Bu yüzden bu konuda yetişkin ve çocuklarıneğitilmesiçok önemlidir. Sağlıklı yaşamın bir parçası olarak tuz tüketimigünlük sodyum gereksinmesini karşılayacak şekilde ayarlanmalıdır. Yetişkin bir bireyin sodyum gereksinimi tabiki farklılık göstermekle birlikte ortalama 2400 mg/gün' dür ve bu miktar günlük en fazla 5 gram tuzla karşılanabilmektedir.

Dünya Sağlık Örgütü ve ülkelerinhazırladığı kılavuzlar tarafından belirlenen tuz azaltma politikalarından bazıları şunlardır:

· Yetişkinler günde en fazla bir tatlı kaşığı tuz tüketmelidirler eğer daha fazla tüketiyorlarsa en azından bu değere indirgenmelidir.

· Genel olarak insanların zihinsel işlevlerini optimize etmek için iyotlu tuzlar tercih edilmelidir.

· Hazır besinlere işleme sırasında katılan tuz ve besinin doğal bileşimindeki tuz oranı da düşünüldüğünde yemeklere katılan sofra tuzu kullanımını sınırlandırmak gereklidir.

· Yemek evde yapılıp yenildiğinde az tuzlu pişirilmelidir. Sofrada yemeklere ilave tuz eklenilmemelidir. Yemek yenilen sofrada tuzluk bulundurulmamalıdır.

· Sebze, meyve tüketimini arttırılmalıdır ve tuzlu hazır besinler mümkünse nadirentüketilmeli veya hiç tüketilmemelidir.

· Ürünlerin tuz içeriğini azaltmak için tariflerin yeniden düzenlenmesi ve düzenlenmediği taktirde tüketicilerin başta maden suyu olmak üzere besin etiketlerini okuyarak tuz ve sodyum bakımından düşük ürünleriseçmesi gereklidir.