Esra Güller

esragullerx@gmail.com

Hayvana şiddet 'gerçek' şiddet midir?

Geçtiğimiz günlerde 14 sokak köpeği Gökçeada’da zehirlenerek öldürüldü. Öldürüldü diyorum çünkü bu acımasız bir cinayet. Bu olayı cinayet dışında anlatacak başka bir kelime yok fikrimce. Savunmasız 14 hayat, acımasız bir zihnin eseri olarak hayatını kaybetti. Bir cani, köpeği zehirledi.

4422

Hayvanlara yönelik şiddetin her gün arttığını televizyon ekranlarında görüyoruz. Bir varlık -insan demeyi bile hak etmiyor çünkü- acımasız bir şekilde ufak bir kediyi 6 dakika boyunca tekmeleyerek öldürüyor. Ardından gelen açıklamalar ise daha korkunç. Bunu yaptığı görülmesine rağmen hala masum birisi olarak görülebiliyor. Ya da ‘Normalde böyle değildi, bana sinirli’ diye bir açıklama yapılabiliyor. Sanki bu da bir cinayet değilmiş gibi. Katil de cinayetine bir kılıf bulacak cesareti bulabiliyor.

Tepki veriyoruz elbette. Bunun yanlış olduğunu söylüyor, biliyoruz. Kanunlarda bunun için şöyle bir madde yer alıyor “14’üncü maddenin birinci fıkrasının (m) bendinde düzenlenen yasağa aykırı davranmak suretiyle bir ev hayvanına veya evcil hayvana işkence eden veya acımasız ve zalimce muamelede bulunan kişi altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” Bu maddeye rağmen Eros isimli kedinin öldürülmesinin ardından verilen ceza şu an net değil. Sosyal medyada tepkiler verilse de sosyal medyanın gerçek bir yargıç olmadığını biliyoruz. Ve bu olaylarda yer alan cezaların komik bir şekilde az olmasının katillere daha çok cesaret vereceğini de. Sosyal medyada paylaşım yapıyor, gerçek cezanın verilmesi için kampanyalar düzenliyoruz ama sonu bir iç çekişle bitiyor bu olayların.

Peki neden hayvanlara karşı bu kadar şiddet var? Neden bir canlının hayatını sonlandırmak sıradan bir eylemmiş gibi geliyor? Üstelik acımasız bir şekilde. Bu şiddet arzusunun yalnızca hayvanlarla kalmayacağını biliyoruz. Çünkü bir hayvanı acımasız bir şekilde katletme zihniyetine sahip bir kişi bir süre sonra başkasını öldürecek cesareti de bulacaktır. Çünkü bu düşünce onu tatmin etmeye başlayacaktır yavaş yavaş.

Bu suçlar cezasız kalmamalı. Altında bir neden aranmamalı. ‘Ya onun da sorunları varmış…’ gibi nedenler sadece katili katil olmadığına ikna edecektir. Gerçek cezalar verilmeli. Adalet terazisi, hayvan katillerine de işlemeli.

Gökçeada’da öldürülen 14 köpek bu kirli zihnin başka bir yansıması sadece. Neden 14 canlının yaşamına son verecek kadar gözü döner birisinin? Kendisine zarar vermeden yaşayan, adadaki esnafın beslediği 14 köpekten bahsediyoruz. Üstelik bu haberleri okurken bunun bir son olmayacağını da biliyoruz. İlk olmadığı gibi, başka bir şekilde bu cinayetin tekrarlanacağını tahmin ediyoruz.

Suçlulara gerçek cezalar verilmediği sürece bunun cesaret vereceği onca suçlu doğacaktır elbette. Bu yüzden televizyonda izlediğimiz haberleri belki de bunu düşünerek bir kez daha izlememiz gerekiyordur.