Sevgi Soysal ve Kadınlar Yaşamakta Israr Ediyor!

Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu, ‘Seygi Soysal Yaşamakta Israr Ediyor’ adlı oyunu Eğitim-Sen Çanakkale Şubesi’nin daveti üzerine sahneledi. 

1570

Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu, Eğitim-Sen Çanakkale Şubesi’nin daveti üzerine, ‘Seygi Soysal Yaşamakta Israr Ediyor’ adlı oyunu sahneledi. Geçtiğimiz akşam Turhan Mildon Kültür Merkezi’nde perdelerini açan oyun, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ne sayılı günler kala Yazar Sevgi Soysal’ın yaşam öyküsünü Çanakkalelilere anlattı. Oyunun yazar ve oyuncusu Duygu Dalyanoğlu, gazetemiz Çanakkale OLAY’a yaptığı açıklamada bulundu.

“8 Mart öncesi Çanakkaleli kadın ve herkesle buluşmak bizim için çok anlamlı”

Oyunun yazarı ve oyuncusu Duygu Dalyanoğlu, gazetemiz Çanakkale OLAY'a yaptığı açıklamada, “Sevgi Soysal Yaşamakta İstiyor” adlı oyunun 31 Ekim 2023'te prömiyer yaptığını belirtti. Dalyanoğlu, oyunun feminist tiyatro oyunu olduğunu vurgulayarak, “Oyunumuz kadınların emeği ile oluşturulmuş bir yapıya sahip. 8 Martta burada olmak, 8 Mart öncesi Çanakkaleli kadın ve herkesle buluşmak bizim için çok anlamlı. 17'nci temsilini gerçekleştiren oyun Çanakkale’de ilk defa sergilendi" dedi.

“Sevgi Soysal’ın yaşam mücadelesinden güç aldık”

Dalyanoğlu, Sevgi Soysal'ın yaşam mücadelesinden ve edebiyatından güç aldıklarını ifade ederek, “Oyunumuz kadınların emeği ile oluşturulmuş feminist tiyatro oyunu. Oyunda da onu yansıtmak istedik. Sevgi Soysal’ı tiyatro oyunu için seçmemizin sebebi, edebiyatını çok seviyoruz. Çok iyi bir gözlemci. Döneminin çok önemli bir tanığı olduğunu da düşünüyoruz. Bunun yanı sıra yaşamıyla bir aydın olarak çok cesur, sözünü sakınmayan, ironi ve mizahla kendi üslubunu oluşturabilmiş bir kadın olduğunu düşünüyoruz. Oyun aslında, 50 yıl öncesini anlıyor ama bir projeksiyonla bugün var olmaya ve mücadele etmeye devam eden kadınlara ilham olsun istiyoruz” sözlerine yer verdi.

“İzleyicilere ilham vermesini amaçlıyoruz”

Oyunun, Cumhuriyet’in 25’inci yılından 50’nci yılına uzanan dönemde Sevgi Soysal'ın hayat hikayesine odaklandığını ve izleyicilere ilham olmayı amaçladığını kaydeden Dalyanoğlu, “Oyunu 3 düzlemde anlatıyoruz. Öz yaşam öyküsü, eserlerindeki kadın karakterler ve yaşadığı dönem. Sevgi Sosyal’ın farklı kimlik ve duruşlarını görüyoruz. 12 Mart öncesi ve sonrasında bir aydın olarak kadın olarak kendisini nasıl var ettiğini ve yaşamakta nasıl ısrar ettiğini görüyoruz” diye belirtti.

“hikayelerin bugüne konuştuğunu hissettik”

BGST tiyatro olarak daha önce benzer bir anlayışla 1878-1936 yılları arasında yaşamış bir Ermeni kadın yazar Zabel Yesayan’ın yaşam öyküsünü sahneye taşıdıklarını belirten Dalyanoğlu, “30’lardan sonrasında da tarihte neler olduğunu merak ederek başladık. Sevgi Soysal ile tanıştığımızda onun edebiyatının ve dönemin tanığı olarak yazdıklarının çok güçlü olduğunu düşündük. Yürümek romanında hem bir kadının büyüme hikayesini, dönüşen İmroz’u, kendi Alman anneannesinden gelen çizgideki kadınlığı evrensel bir şekilde anlattığını, Yıldırım Bölge Kadınlar Koğuşu kitabında 12 Mart’ta kadın olmak ve hapishanede olmak gibi pek çok temayı gördük. O hikayelerin bugüne konuştuğunu hissettik” dedi.

“Oyunun tüm kadrosu bütün eserleri okuyup, tartıştık”

Dalyanoğlu, Sevgi Soysal’ın kaleminin gücüne işaret ederek, “Soysal içinde bulunduğu deneyimleri hemen kağıda dökme becerisine sahip ve duru ve çarpıcı bir dille yazan bir yazar. 40 yıllık yaşamında ciddi kararlar almış birisi. Yazarlığı, TRT Radyosunda yaptığı kadın programları, evlilikleri anneliği çevirdiği kitaplar, yazdıkları; 12 Mart’ta iki kere girdiği cezaevinde verdiği mücadeleler, bugüne konuşuyor. Ciddi bir arşiv çalışması yaptık. Oyunun tüm kadrosu bütün eserleri okuyup, tartıştık. Kızı Funda Soysal sayesinde ciddi bir arşive ulaştık. Dönem gazete ve edebiyatına bakarak bir portre oluşturduk. Tiyatro sahnesine konu edilmemiş 60’lar ve 70’leri, bugün yaşadıklarımızın temellerinin nerede olduğunu anlatan bir hikayeyi Sevgi Soysal’ın gözünden bakarak kurduk” dedi.

40 yaşından geçmişine…

Oyunun, Sevgi Soysal'ın 40 yaşında hayatının son aylarında, Londra’da kanser tedavisi gördüğü dönemden geçmişine gidişini anlattığını belirten Dalyanoğlu, Sevgi Soysal'ı Sevgi Soysal yapan hem yaşadıkları hem de yazdıklarını yansıtmaya çalıştıklarını söyledi.

“Sevgi Soysal’ın çoğulluğunu çok sesli bir şekilde anlatmak istedik”

Dalyanoğlu oyun hakkında bilgi vererek, “Hayatına ve ülkenin tarihine bakarken bir muhasebe yapıyor. Doğum gününde kitapları ve roman karakterleri hediye geliyor. Bunlar alelade seçilmiş roman karakterleri değil. Hayatının belli dönemlerini anlatan karakterler. Her bir geçmiş hikayesinde birinin merkezde olduğu anlara gidiyor. Sevgi Soysal’ı Sevgi Soysal yapan hem yaşadıkları hem de yazdıkları demeye çalışıyoruz. Sevgi Soysal’ın karakterleri nasıl yazdığı, hangi koşulda tanımış olabileceğini anlatmaya çalıştık. Gerçek karakterler de var; Adalet Ağaoğlu, Behice Boran gibi. Tamamen kurgusal karakterler de var. Sevgi Soysal’ın çoğulluğunu çok sesli bir şekilde anlatmak istedik” ifadelerine yer veri.

"Dayanışma ve mücadeleyi büyütelim"

Sevgi Soysal'ın Tante Rosa kitabında 'yaşamakta ısrar etmek' terimini kullanarak kadınların yaşamakta ısrar etmesi gerektiğini vurguladığını belirten Dalyanoğlu, “Bizde oyunda Sevgi Soysal’ı anlatmak için oyunda bu terimi kullanmak istedik. 8 Mart gelirken, kadınların yaşamakta ısrar etmesi, bizi bastırmaya çalışan seslere, coğrafyamızı daraltmaya çalışan seslere karşı, ısrarcı ve inatçı olmamız gerektiğini söylüyor, sevgi soysal. Bizde birbirimizden destek alarak bu dayanışma ve mücadeleyi büyütelim” dedi.

  • Yazan: Duygu Dalyanoğlu
  • Yöneten: Aysel Yıldırım
  • Oynayanlar: Banu Açıkdeniz, Burcu İsra Kanbakoğlu, Duygu Dalyanoğlu, Nihal Albayrak, Zeynep Okan
  • Proje Tasarımı: Duygu Dalyanoğlu
  • Dramaturji: Kolektif
  • Sahne Tasarımı: Ali Dur
  • Koreografi: Banu Açıkdeniz
  • Görüntü Tasarımı: Kenan Özcan
  • Görüntü Rejisi: Duygu Dalyanoğlu
  • Ses Tasarımı ve Müzik: Beril Sarıaltun
  • Işık Tasarımı: İlker Ergün, Zilan Kaki
  • Işık Uygulama: İlker Ergün, Ra Yavuz
  • Efekt Uygulama: İrem Uyum
  • Kostüm: Büşra Karpuz, Duygu Dalyanoğlu, Nilgün Ilgıcıoğlu
  • Afiş ve Fotoğraf: Kenan Özcan
  • Yapım Koordinasyon: Duygu Dalyanoğlu, Nihal Albayrak
  • İletişim ve Medya İlişkileri: Nihal Albayrak
(DAMLA YELTEKİN)
Paylaş