Kurumsal sanat anlayışı, sanat eserinin sanat dünyası tarafından belirlendiğini savunur. Sanat dünyası, sanatçılar, küratörler, eleştirmenler, müze ziyaretçileri gibi sanata ilgi duyan kişilerden oluşur. Sanat dünyası, insan elinden çıkma bir nesneye sanat eseri statüsü verir veya onu estetik takdire aday kılar. Kurumsal sanat anlayışı, sanatın evrensel bir tanımının olmadığını, zamana ve yere bağlı olarak değiştiğini öne sürer.
Kurumsal sanat görüşünün öncüsü, Amerikalı felsefeci Arthur Danto’dur. Danto, 1964’te yazdığı The Artworld (Sanat Dünyası) makalesinde, sanat eserinin sanat dünyası tarafından belirlendiğini savunmuştur. Danto’nun görüşleri, daha sonra George Dickie tarafından geliştirilmiş ve kurumsal sanat kuramı olarak adlandırılmıştır. Kurumsal sanat kuramı, sanatın evrensel bir tanımının olmadığını, zamana ve yere bağlı olarak değiştiğini öne sürer. Bu kurama göre, sanat eseri, sanatçının seçimi ve sanat dünyasının kabulü ile oluşur. Kurumsal sanat kuramı, sanatın toplumsal, kültürel, tarihsel bağlamını göz önüne alır, ancak sanatın evrensel, estetik, duygusal, ahlaki, siyasi gibi yönlerini göz ardı ettiği için eleştirilir.
Kurumsal sanat anlayışının temelleri, Amerikalı felsefeci Arthur Danto’nun 1964’te yazdığı, Andy Warhol’un Brillo Kutuları eserinin, sanat eseri olarak kabul edilmeyen gerçek Brillo kutularından görünürde ayırt edilemez olmasından yola çıkan The Artworld (Sanat Dünyası) makalesiyle atılmıştır. Danto, bir şeyin sanat eseri olarak kabul edilmesi için gözle görülen, kendi içindeki özellikler dışında sanat teorisi, sanat tarihi bilinci gibi bağlamların da gerekli olduğunu sanat dünyası adını verdiği bir çevre ile bağıntılı bir şekilde öne sürmüştür.
Danto’nun görüşleri daha sonra kurumsal teoriden semantik bir teoriye doğru kayarken, yazdığı makaleden etkilenip yola çıkan George Dickie bu teoriyi geliştirmiş ve 1974’te yazdığı Art and the Aesthetics (Sanat ve Estetik) isimli kitabında sanatın tanımını: “Bazı taraflarının kendisine, sosyal bir kurumu (sanat dünyası) temsil eden bazı kişi/kişiler tarafından beğenilmeye aday olmaya hak kazandırdığı özgün bir yapıt” olarak yapmıştır2. Bu tanımda sanat eseri değerlendirmeye alınmayıp tarafsız bir anlamda kullanılmış, sadece değerlendirmeye aday olduğu belirtilmiştir. 1997’de tekrar gözden geçirdiği tanımda şu değişiklikleri yapmıştır:
Kurumsal sanat anlayışının örnekleri, sanat dünyasının kabul ettiği veya reddettiği, tartışmalara yol açan veya ilgi çeken, geleneksel sanat kriterlerine uymayan veya uyan birçok sanat eseridir. Bunlardan bazıları şunlardır:
Kurumsal sanat anlayışı, sanatın tanımını ve değerini sanat dünyasına bırakarak sanatın evrensel, estetik, duygusal, ahlaki, siyasi gibi yönlerini göz ardı ettiği için eleştirilmiştir. Kurumsal sanat anlayışının eleştirileri şunlardır: