Gülyabani Nedir? Türk Kültüründe Korku ve Komedi Unsuru Olarak Nasıl Yer Almıştır?

Gülyabani, Türk mitolojisinde korkunç bir canavar olarak anlatılan, yolculara ve gezginlere saldıran, vücudu tüylerle kaplı, ayakları tersine olan bir varlıktır. Gülyabani, Türk kültüründe hem korku hem de komedi unsuru olarak kullanılmıştır. Günümüzde de popüler bir konu olan gülyabani, korku filmlerine konu olmaktadır. Bu makalede, gülyabaninin kökeni, özellikleri, Türk edebiyatı ve sinemasındaki yeri ve güncel örnekleri hakkında bilgi verilecektir.

4889

Gülyabaninin Kökeni ve Özellikleri

Gulyabani adı Farsça “çölün ruhu” anlamına gelen "gul-i beyabani"den gelmektedir. Gülyabani, Türk mitolojisinde, özellikle Orta Asya Türkleri arasında yaygın bir inanıştır. Gülyabani, genellikle karanlık yerlerde, mezarlıklarda, harabelerde, ormanlarda, dağlarda yaşar. Gündüzleri mezara girer, geceleri ise hortlar. Vücudu tüylerle kaplıdır, ayakları tersine dönmüştür, gözleri kırmızıdır, dişleri uzundur, tırnakları keskindir. Yolculara ve gezginlere saldırır, onları korkutur, yaralar, bazen de öldürür. Gülyabani, insanların seslerini taklit ederek onları kandırabilir, bazen de hayvan kılığına girer. Gülyabani, aynı zamanda bir cin veya şeytan olarak da görülür.

Bazı Türk halklarında gülyabani, kadın kılığında görünen, çocukları seven, al ruhu, al anası veya al kadını olarak da bilinir. Bu gülyabani, yeni doğan çocuklara veya hamile kadınlara musallat olur, onları emerek beslenir. Bu gülyabani, çocukları korumak için yapılan nazarlıklar, dua okumak, tuz serpmek gibi yöntemlerle uzaklaştırılabilir.

Türk Edebiyatı ve Sinemasında Gülyabani

Gülyabani, Türk edebiyatı ve sinemasında hem korku hem de komedi unsuru olarak kullanılmıştır. Gülyabani, ilk olarak Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın 1913 yılında yazdığı Gulyabani isimli romanında yer almıştır. Roman, gülyabaninin korkunç yönünü işlerken, aynı zamanda toplumsal eleştiri de yapmaktadır. Roman, gülyabaninin bir kadın tarafından kullanıldığı, bir adamın ise gülyabaninin korkusundan öldüğü bir hikayeyi anlatmaktadır. Roman, Türk edebiyatında bir klasik olarak kabul edilmektedir.

Gülyabani, Türk sinemasında da sıkça karşılaşılan bir karakterdir. Gülyabani, özellikle 1970’li yıllarda popüler olan Yeşilçam filmlerinde hem korku hem de komedi filmlerinde yer almıştır. Gülyabani, Ertem Eğilmez’in yönettiği 1976 yapımı Süt Kardeşler filmi ile ünlenmiştir. Film, gülyabaninin komik yönünü ortaya koyar. Filmde, gülyabani, bir hapishaneden kaçan üç mahkumun başına bela olur. Film, Türk sinemasının en çok izlenen filmlerinden biridir.

Gülyabani, Türk sinemasında korku filmlerinde de yer almıştır. Örneğin, 2014 yılında Muhteşem Film tarafından Gulyabani isimli bir korku filmi çekilmiştir. Film, fantastik bir senaryoya sahip olan dört arkadaşın, gülyabaniyle karşılaşmalarını anlatmaktadır. Film, YouTube’da 2.4 milyon izlenme almıştır.

Gülyabani Hakkında Güncel Bilgiler

Gülyabani, günümüzde de popüler bir konu olmaya devam etmektedir. Gülyabani, sosyal medyada, internet sitelerinde, bloglarda, podcastlerde, YouTube kanallarında, kitaplarda, dergilerde, oyunlarda, çizgi romanlarda, animasyonlarda ve daha birçok alanda yer almaktadır. Gülyabani, hem korku hem de komedi severlerin ilgisini çekmektedir. Gülyabani, Türk kültürünün önemli bir parçası olarak kabul edilmektedir.

Gülyabani, Türk mitolojisinde korkunç bir canavar olarak anlatılan, yolculara ve gezginlere saldıran, vücudu tüylerle kaplı, ayakları tersine olan bir varlıktır. Gülyabani, Türk kültüründe hem korku hem de komedi unsuru olarak kullanılmıştır. Günümüzde de popüler bir konu olan gülyabani, korku filmlerine konu olmaktadır. Bu makalede, gülyabaninin kökeni, özellikleri, Türk edebiyatı ve sinemasındaki yeri ve güncel örnekleri hakkında bilgi verilmiştir. Gülyabani, Türk kültürünün zenginliğini ve çeşitliliğini gösteren bir örnektir.

(HABER MERKEZİ)
Paylaş