Gazeteci Haluk Şahin’den gelecek kuşaklara önemli tavsiye “Mesleğimizi yapmanın yolu doğrudan şaşmamaktır”

Çanakkale’nin sevilen ve bilinen isimlerinden gazeteci, yazar, TV programcısı, üniversite öğretim üyesi Haluk Şahin, kendi anılarını anlattığı ‘Babıali’ye Son Tren’ kitabını okurlarıyla buluşturdu. Çanakkale’ye büyük değerler kazandırmış olan Haluk Şahin, kitabı hakkında bilgi vererek gazeteciler için tavsiyelerde bulundu.

3002

Çanakkale’de tanınan ve sevilen isimlerden biri olan gazeteci, yazar, TV programcısı, üniversite öğretim üyesi Haluk Şahin, geçtiğimiz günlerde Babıali’ye Son Tren kitabının basıldığını duyurdu. Çanakkale’ye büyük katkılar sağlayan ve gazetecilik alanında tecrübesiyle bilinen Haluk Şahin, bir zamanlar Gazetemiz Çanakkale OLAY’da da köşe yazarlığı yapmıştı. Haluk Şahin, bugün Gazetemiz Çanakkale’ye OLAY’a özel açıklamalarda bulundu.

Türk medyasının serüveni anlatılıyor

Geçtiğimiz günlerde 35’inci kitabının basıldığını duyuran Haluk Şahin, yeni kitabıyla okurlarını sevindirdi. Babıali’ye Son Tren kitabının üçleme halinde olacağını söyleyen Şahin “Bu benim 35’inci kitabım olacak. 3 ciltlik grubun adı, Babıali Üçlemesi. Üç kitap olacak. O kitaplardan birincisi; Babıali’ye Son Tren. Bundan sonra gelen iki kitabın adları şöyle olacak; Babıali’nin Çöküşü ve Yükselişi, Babıali’den Sonra Hayat Var Mı? üçüncü kitap. Bunların üçü de anılara dayanıyor. Burada kronolojik bir biyografi yok. Gazetecilik, medya hayatımdan seçilmiş epizotlar var. Ama bu epizotlar bir araya geldiği zaman Türk medyasının nereden gelip nereye gittiğini de görebiliyoruz” ifadelerini kullandı.

“Medya baştan aşağıya değişti”

Geçtiğimiz yıllardan bu yana gazeteciliğin değişim gösterdiğini ve bunun arkasında nedenlerin olduğunu belirten Haluk Şahin “Gazetecilik mesleği hakkında da derinlemesine bilgiler verdim. Ben gazeteciliğe Bursa’da lise yıllarımda Bursa Yeni Hat Gazetesi’nde edebiyat sayfasında yazarak başladım. Ve hala devam etmekteyim. Bu arada medya baştan aşağıya değişti. Ben Bursa’da elle dizilen minicik matbaada başlayan gazetecilik hayatımı şu anda yapay zeka, dijital teknoloji, internet üzerinden bir blog yayınlayarak sürdürmekteyim. Hem o teknolojik değişimi anlatıyorum. Tabii bu değişimin arkasında insanlar da değişti, gazetecilik eğitimi de değişti, gazetecilik ilişkileri de değişti. Aldığım dersleri, çeşitli olayları gazete olarak göstererek yeni kuşaklara aktarma çabası içerisindeyim” sözlerine yer verdi.

“Deneyimlerimi süzgeçten geçirip anlamlandırmaya çalışıyorum”

Röportajımızda kendi hayatından bilgilere de yer veren Şahin, yeni kuşakta gazetecilik mesleğini sürdüren, yapmak isteyen insanlar için de önemli bilgileri sunuyor. Kendi tecrübelerinden bahseden Şahin “Tabii bu arada şunu da hatırlatmamda yarar var. Ben İstanbul Hukuk Fakültesi’ni bitirdikten sonra bir bursla Amerika Birleşik Devletleri’ne gittim kitle iletişim üzerine doktora yaptım. Kitle iletişimi üzerine doktora yapan ilk Türk ben oldum. 1974 yılında İletişim Doktoru oldum. 50 yıl olmuş, en kıdemli İletişim Doktoru olarak bir anlamda bu alanın duayeninim. Hem hocalık yaptım, hem pratisyenlik yaptım, iletişimin her aşamasında özellikle gazeteciliğin her aşamasında çalıştım. Televizyona programlar yaptım, gazetelerde köşe yazıları yazdım, Genel Yayın Yönetmenlikleri yaptım. Aklına gelebilecek her şeyi yaptım. Şimdi bütün bu deneyimleri değerlendirip süzgeçten geçirip anlamlandırmaya çalışıyorum” diye konuştu.

Çanakkale’ye kitaplarını imzalatmak ve bastırmak için gelmek istiyor

Bozcaada hakkında 7 kitabı bulunan Şahin, ilerleyen zamanlarda Çanakkale’ye okurlarını sevindirmek için gelmek isteğini belirterek “Benim Bozcaada’yla yakın ilişkilerim var. 7 kitabım oldu Bozcaada’yla ilgili olan, şiirler var, romanlar var. O romanlara bir roman daha eklemek istiyorum ama şu sırada şu anıları aradan çıkartmak istiyorum. Senin de takdir edeceğin gibi çok çalışma ve hazırlık gerektiren bir süreç. Onun üzerinde çalışmaktayım. Yazları daha çok Bozcaada’dayım. Kitaplarla ilgili konuşmalar, görüşmeler yapıyorum. İnşallah Çanakkale’ye de kitap imzalamak ve bu son kitabımdan bahsetmek için gelmek istiyorum” dedi.

“Türkiye’de yaşanacak yerlerden birisi de Çanakkale”

Çanakkale’nin bir kültür kenti olduğunu ve Çanakkale’nin kendisinde önemli bir yer olduğunu dile getiren veren Şahin “Çanakkale benim seçilmiş memleketim olmuştur. Ben bir subay öğretmen çocuğu olarak Anadolu’nun birçok yerinde yaşadım. Öğretim hayatımın büyük bir kısmı İstanbul’da mesleki hayatımın başlangıcı ise Amerika Birleşik Devletleri’nde geçti. Ama biz eşimle birlikte kendimize yurt seçtik. Orada uzun yıllardır yaşamaktayız. Hayatımızın ana mekanı olarak Bozcaada’yı görmekteyiz. Çanakkale’de bizim hayatımızda önemli yerler edinmiş çok sevdiğimiz bir yer. Bugün Türkiye’de yaşanabilecek olan birkaç yerden birinin Çanakkale olduğu kanısındayım. Kültürel hayatının mutlaka canlı tutulması gerekiyor. Bunun için çaba göstermemiz gerekiyor. Ülgür Gökhan bu açıdan çabalar gösterdi. Onun yerine geçecek olan Çanakkale Belediye Başkanı da Çanakkale’nin bir kültür merkezi haline getirilmesi çabasına katkıda bulunacak mı?” ifadelerine yer verdi.

Gazetecilerin sürekli olarak öğrenme hoparlörlerini açık tutması gerekiyor

Gazetecilik mesleği günümüzde büyük önem taşıyor. İyi bir gazeteci olmak, mesleğinin doğrularını dile getirmek gelecek nesiller için değerli birer nitelik. Gelecek nesillerde yetişecek olan gazeteciler için tavsiyeler veren Haluk Şahin “Biz gazeteciler olarak temel becerilerimiz Türk dilini iyi kullanmaktır. O yüzden Türkiye’de güzel yazarları mutlaka okumamız, takip etmemiz, konuşmamız ve tartışmamız gerekmektedir. Ayrıca, eğer görüntülü medyayı kendimize hedef olarak seçmişsek bu alanın ustalarını dinlemeli ve onların becerilerini gerekirse taklit etmeliyiz. Örneğin Uğur Dündar Türkçeyi en güzel konuşan insanlardan biridir. Uğur Dündar bunu nasıl beceriyor? Uğur Dündar da bir anlamda Çanakkaleli. Oralarda büyümüş, yetişmiş bir insan. Bizim sürekli olarak öğrenme hoparlörlerimizi açık tutmamız, mikrofonlarımızı açık tutmamız, bol bol okumamız gerekiyor. Ve her şeyi sorgulamamızı gerekiyor. Soru sormasını mutlaka bilmemiz gerekiyor. Mesleğimiz son derece önemli ama teknolojik değişim dolasıyla yeni bir ruh edinmesi gerekiyor aksi takdirde gürültüde unutulup gidecek. O kadar çok mesaj var o kadar çok yerden üzerimize enformasyon geliyor ki insanlar şaşkın haldeler. Bizim şu soruyu sormamız gerekiyor; ‘Peki acaba ben ne yapmalıyım ki bu kuru gürültü arasında insanlar beni dinlesinler?’ Bunun yolu da her şeyden önce mesleğimizi iyi yapmaktır, yaratıcı olmaktır ve doğrudan şaşmamaktır” dedi.

(ESRA GÜLLER)
Paylaş