Özben, Gelibolu Peynir Helvası’nın tarihi gizemini açıkladı

Çanakkale'nin gurme incisi Gelibolu, lezzetli mirası Gelibolu Peynir Helvası'nı coğrafi işaretle tescilledi. Çanakkale Gastronomi Derneği Başkanı Kubilay Özben, tarihi lezzetle ilgili bilinmeyenleri açıkladı.

2562

Çanakkale Gastronomi Derneği Başkanı Kubilay Özben, Gelibolu Peynir helvasının coğrafi işaret almasına ilişkin açıklamada bulundu. Gelibolu Ziraat Odası başkanı Erkan Kaya ve Gelibolu Peynir Helvası üreticisi Zafer firmasının işletmecisi Süleyman Burak Batır’ın girişimleriyle Türk Patent Enstitüsü tarafından “Gelibolu Peynir Helvası Mahreç İşareti” aldı.

“Diğer peynir helvalarından ayıran özellik, unla yapılmış olmasıdır”

Farklı aromalarla zenginleşen Gelibolu Peynir Helvasına ilişkin Özben, “Bildiğimiz gibi, coğrafi işaretler bir bölgenin kültürel mirası olarak oldukça fazla önem arz ediyor. Peynir helvası aslında Çanakkale, Balıkesir ve Tekirdağ civarında yapılan, her bölgede farklı metotlarla uygulanan bir helvadır. Gelibolu peynir helvası lezzeti, dokusu ve aromasıyla bu helvalar içinde fark yaratır. Gelibolu peynir helvasını, diğer peynir helvalarından ayıran özellik, unla yapılmış olmasıdır” dedi.

“Sütü işleme şekillerinde de göçebe toplum olmanın rolü büyüktür”

Özben geçmişte Türk toplumunun göçebe yaşam tarzının beslenme alışkanlıklarında ve hayvansal ürünleri kullanma biçimlerindeki etkisine dair görüşlerini paylaşarak, “Sütü işleme şekillerinde de göçebe toplum olmanın rolü büyüktür. Sütü ve süt ürünlerini işleme ile aynı zamanda saklama yöntemleri de geliştirmişlerdir. Gelibolu peynir helvası da hayvancılıkla uğraşan göçebe Türk toplumumun bir ürünüdür” ifadelerine yer verdi.

“Peynir helvasına çoban helvası da denirdi”

Gelibolu Peynir Helvasının tarihi kökenine dair bilgi veren Başkan Özben, “Geçmişte bu helvaya çoban helvası da denmiştir. Bunun nedeni sürü güden çobanların arazide, açık ateşte bu helvayı yaparak, ortaya çıkarmalarıdır. Taze peyniri un ile pişirmek; varsa şeker yoksa bal ya da pekmez ile tatlandırmak bir göçebe için oldukça kolay bir işlemdir” sözlerine dikkat çekti.

“Bu lezzet Türklerin Rumeli’ye geçişine kadar uzanıyor”

Gelibolu Peynir Helvası'nın kökenlerinin Türklerin 1354 yılında Rumeli'ye geçişine kadar uzandığına dikkat çeken Özben, “Tıp eğitmeni Mehmet Kâmil tarafından 1844 yılında el yazması haline getirilen Kitabüt Tabbahin adlı eserde, Gelibolu helvasının tarifine de yer verilmiş olup, saray helvahanesinde, Trakya’dan getirilen taze peynirlerle bu helvanın yapıldığından bahsedilmektedir. Gelibolu’da peynir helvasının geçmişi Türklerin 1354 yılında Rumeli’ye geçişlerine kadar dayanmaktadır” dedi.

Gelibolu’nun bu yöresel lezzetle tanınmasına ilişkin de görüşlerini paylaşan Özben, “Geçmişte “Çoban helvası” olarak bilinen Gelibolu Peynir Helvası’nın o dönemde göçebe yaşam tarzı süren sürü sahiplerinin Gelibolu’nun fethi ile burada iskân edilmesiyle Gelibolu’ya geldiği çeşitli kaynaklarda geçiyor. Gelibolu’ya ve civar köylere yerleştirilen bu sürü sahipleri uzun yıllardır yaptıkları bu tatlıyı Gelibolu ile bu vesileyle tanıştırmışlardır. Gelibolu peynir helvası, pürüzsüs, ısırma ve yeme esnasında, ağızda dağılan, , lezzetli, farklı aromalı, hafif. Damakta kızarmış, doygun bir tat bırakan, sertlik derecesi orta düzeyde olan bir helvadır. Homojen yapısıyla, özgünleşmiş bir tekstüre sahipti” ifadelerine yer vererek sözlerini sonlandırdı.

(DAMLA YELTEKİN)
Paylaş